Küçükken “tüm” ile “parça” sözcükleri arasında kendi kendime bir oyun kurardım: bir bütünün içindeki minik bir parçanın ne kadar önemli olduğunu düşünürdüm. Şimdi, o oyun bana yeni bir kavramla sesleniyor: Küllî ve Cüzî. Bu iki terim hem felsefede, hem mantıkta, hem de günlük dilimizde karşımıza çıkıyor ve aslında “bütün” ile “parça” arasında duran derin bir köprü kuruyor. Hadi birlikte keşfedelim.
Küllî ve Cüzî Kavramlarının Kökeni ve Tanımı
Küllî nedir?
“Küllî” kelimesi Arapça “küll” (كُلّ) yani “bütün”, “tümü” anlamından türemiştir. ([TDV İslâm Ansiklopedisi][1]) Mantık ve felsefe terminolojisinde “birden çok ferdi veya parçayı kapsayan genel kavram” anlamında kullanılır. Örneğin “insan” kavramı, farklı bireyleri (“Ahmet”, “Mehmet”, “Ayşe” gibi) içine alan bir küllî kavramdır. ([Sorularla İslamiyet][2])
İslâm felsefesinde de “küllî” kavramı önemli bir yere sahiptir: mesela varlık türleri, kavramların genel‑öznel durumları vs. bağlamında. ([TDV İslâm Ansiklopedisi][1])
Cüzî nedir?
“Cüzî” kelimesi Arapça “cüz” (جُزْء) “parça, kısım” anlamına gelir ve “bir bütünün içinde yer alan fakat yalnız başına o bütünün manasını temsil etmeyen” kısmı ifade eder. ([TDV İslâm Ansiklopedisi][3]) Mantıkta ve felsefede cüzî, özel, sınırlı, ferdî gibi anlamlarla kullanılır: “Ahmet” bir cüzîdir çünkü “insan” adlı küllî kavramın bir ferdidir. ([Sorularla İslamiyet][2])
Kavramların karşılıklı ilişkisi
Küllî ve cüzî arasında şöyle bir ilişki var:
Küllî bir kavram, içinde birden çok ferdi barındırır ve o kavramın tümü anlamında genel bir manaya sahiptir.
Cüzî ise o genel kavramın tekil bir parçası ya da ferdidir: kavramın dışında ayrı bir anlam ifade edemez o bütünden kopuk.
Örneğin, “kitap” küllî bir kavram olabilir; “bu kitap”, “şu kitap” ise cüzî dir yani belirli ve sınırlıdır.
Günümüzdeki Yansımaları ve Uygulamaları
Düşünsel ve akademik bağlam
Felsefe ve mantık çalışmaları açısından baktığımızda, küllî/cüzî meselesi kavramların anlam kattığı düzeyleri incelememize imkân verir. Mesela: “adalet” gibi bir kavram küllîdir; bireysel adalet olayları veya bir kişinin adalet arayışı ise cüzîdir. Bu tür ayrımlar, kavram bilimlerine, mantığa ve dil analizine zemin hazırlamıştır. ([TDV İslâm Ansiklopedisi][1]) Ayrıca, İslâm düşüncesinde “Allah’ın bilgisi” ya da “iradesi” gibi konularda da küllî‑cüzî tartışmaları yapılmıştır: “Allah her şeyi genel olarak mı bilir, yoksa her bir parçayı ayrı ayrı mı bilir?” gibi. ([TDV İslâm Ansiklopedisi][3])
Gündelik dile ve kültüre sirayet eden yanları
Biz günlük hayatta “küçük” anlamında cüzî kelimesini görmüşüzdür: “cüzi miktarda”, “cüzi fark”, yani az, küçük bir kısmı ifade eder. ([Türkçe Ne Demek][4])
“Küllî” kelimesi ise daha çok “tüm”, “her bir”, “genel” gibi bağlamlarda kullanılır: “küllî fayda”, “küllî anlamda” gibi.
Dolayısıyla, dilimizde bile bu iki kavram “genel vs. özel”, “bütün vs parça” ayrıcalığını taşır.
Geleceğe Dair Potansiyeller ve Beklentiler
Felsefe, bilim ve disiplinlerarası düşünce
Küllî ve cüzî ayrımı, bilimin disiplinleşme sürecinde de bir köşe taşı olabilir. Bilim alanları dallanırken “genel kuramlar” (küllî bilgiler) ve “özel alan araştırmaları” (cüzî bilgiler) şeklinde düşünülebilir. Gelecekte bu kavramların özellikle yapay zeka, sistem bilimleri, etik ve küresel düşünce gibi alanlarda yeni metaforlar olarak kullanılacağı öngörülebilir.
Örneğin, bir yapay zeka sistemi için “tüm insan davranışları genelleştirilebilir mi (küllî) yoksa her bir birey için ayrı mı (cüzî) düşünülecek?” sorusu karşı karşıya.
Kültürel ve toplumsal etkiler
Kavramsal düzeyde küllî‑cüzî yaklaşımı toplumsal düzleme taşıdığımızda şöyle düşünebiliriz: toplum bir küllî olabilir — içindeki her birey ise cüzî. O halde bireysel haklar mı öncelikli, yoksa toplumsal bütün mü? Bu tür sorular, demokrasi, birey‑toplum ilişkisi, adalet gibi alanlarda düşünmeye değer. Ayrıca dijital çağda “bir bireyin verisi (cüzî) tüm sistemi nasıl etkiler (küllî)?” gibi bağlantılar da kurabiliriz.
Sonuç ve Soru‑Çağrısı
Küllî ve cüzî kavramları sadece eski felsefi metinlerde kalmış değil; bugün de dilimizde, düşünme biçimimizde ve toplumsal yapımızda aktif olarak rol oynuyor. “Bütün mü yoksa parça mı öncelikli?”, “Genel geçer kuram mı yoksa bireysel durum mu daha belirleyici?” gibi sorular kafamızda dönerken, aslında bu iki kavramın birbirini tamamladığını da görmüş oluyoruz.
Ve şimdi size soruyorum:
Sizce hangi durumlarda “küllî bakmak” daha yararlı, hangi durumlarda “cüzî odaklanmak” daha anlamlıdır?
Hayatınızda “bir bütünün parçası” olduğunuzu hissettiğiniz anlar var mı? Veya “parça olmanın” gücünü deneyimlediniz mi?
Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın — bu kavramla birlikte daha geniş bir düşünce serüvenine çıkabiliriz.
[1]: https://islamansiklopedisi.org.tr/kulli?utm_source=chatgpt.com “KÜLLÎ – TDV İslâm Ansiklopedisi”
[2]: https://sorularlaislamiyet.com/kull-ile-kulli-ve-cuz-ile-cuzi-kelimelerinin-aralarindaki-anlam-iliskisi-nedir-kulliyyun-zu-cuziyy-0?utm_source=chatgpt.com “Küll ile külli ve cüz ile cüzi kelimelerinin aralarındaki anlam …”
[3]: https://islamansiklopedisi.org.tr/cuzi?utm_source=chatgpt.com “CÜZ’Î – TDV İslâm Ansiklopedisi”
[4]: https://turkcenedemek.com/kelime/c%C3%BCzi/?utm_source=chatgpt.com “Cüzi Ne Demek? – Türkçe Kelime Anlamı”